Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması HAGB Nedir?
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), mahkeme tarafından verilen ceza hükmünün, sanığın belirli bir denetim süresi boyunca yükümlülüklere uygun davranması koşuluyla açıklanmayarak beklemeye alınmasıdır. Bu denetim süresi 5 yıl olup, sanığın bu süre içinde kasıtlı bir suç işlememesi ve belirlenen denetim şartlarına uyması gerekir. Eğer sanık, bu süre zarfında yükümlülüklerini yerine getirirse, dava düşer ve hüküm hiçbir hukuki sonuç doğurmadan ortadan kalkar.
HAGB uygulaması, özellikle ilk kez suç işleyen veya hafif suçlardan dolayı yargılanan bireyler için bir rehabilitasyon fırsatı sunar. Aynı zamanda, cezanın yalnızca bir yaptırım aracı olmadığını, düzeltici ve topluma kazandırıcı bir işlevi de olduğunu ortaya koyar.
Bu mekanizma, hukuki anlamda kesin bir hüküm doğurmadan, mahkemenin kararını belirli bir süre “askıya almasını” sağlar. Eğer sanık denetim süresi boyunca kurallara uymazsa, mahkeme ertelenen hükmü açıklar ve ceza infaz edilir. Ancak yükümlülükler yerine getirildiğinde, sanık hakkında verilmiş ceza hiçbir şekilde hukuki sonuç doğurmaz ve adli sicil kaydına işlenmez.
1. Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) Nedir?
Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB), mahkemenin sanık hakkında verdiği ceza hükmünü, belirli şartlar altında açıklamayı ertelemesi anlamına gelir ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 231. maddesinde düzenlenmiştir.
HAGB kararı sonrası sanığın denetim süresi boyunca (genellikle 5 yıl) kasıtlı bir suç işlememesi ve mahkemece belirlenen yükümlülüklere uyması gerekmektedir. Eğer sanık, bu süre içinde kurallara uygun davranırsa, dava düşer ve hüküm herhangi bir hukuki sonuç doğurmadan ortadan kalkar. Ancak sanık, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işler veya yükümlülüklere uymazsa, mahkeme beklemeye aldığı hükmü açıklar ve ceza infaz edilir.
2. HAGB Koşulları
HAGB, yani Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması kararı verilmesi için yerine getirilmesi gereken bazı spesifik koşullar bulunmaktadır. Bu koşullar, Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) Madde 231 kapsamında düzenlenmiştir ve şu şekilde sıralanabilir:
- Suçun Niteliği ve Cezası: HAGB, 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasını veya adli para cezasını gerektiren suçlar için uygulanabilir. Ağır cezaları gerektiren suçlar için bu uygulama geçerli değildir.
- Sanığın Önceki Sicili: Sanığın daha önce kasıtlı olarak işlediği bir suçtan dolayı hüküm giymiş olmaması gerekir. Yani sanığın sabıkasız olması veya en azından kasıtlı suçlardan mahkûmiyetinin bulunmaması önem taşır.
- Yargılama Sırasındaki Tutum ve Davranışlar: Sanığın yargılama sürecindeki tutumu, mahkemenin HAGB kararı verip vermemesinde etkili olabilir. Pişmanlık göstermesi, mahkemeye karşı saygılı ve uyumlu bir tavır sergilemesi, suçun tekrarlanmaması yönünde ciddi taahhütlerde bulunması olumlu değerlendirilir.
- Geleceğe Yönelik Davranış Beklentisi: Mahkemenin, sanığın gelecekte suç işlemeyeceğine dair makul bir kanıya sahip olması gereklidir. Bu, sanığın kişilik özellikleri, suç işleme sebepleri, yaşam koşulları gibi faktörlere dayanarak değerlendirilir.
- Zararın Giderilmesi: Sanık, işlediği suç nedeniyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. Bu zarar:
- Aynen iade,
- Eski hâle getirme,
- Tazmin yoluyla tamamen giderme şeklinde karşılanabilir.
Sanık, zararı derhal giderememişse, denetim süresi içinde taksitler hâlinde ödeyerek bu yükümlülüğünü yerine getirebilir.
2024 Yılındaki Yasal Değişiklikler ve HAGB
12 Mart 2024 tarihli ve 32487 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kanuni düzenleme ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nun HAGB’ye ilişkin hükümlerinde önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerden önce, sanık HAGB kararını kabul etmediğinde mahkeme HAGB uygulayamıyordu. Ancak yeni düzenlemeyle birlikte:
- Sanığın kabul beyanı aranmaksızın HAGB kararı verilebilecektir.
- Mahkemeler, sanığın talebi olmasa bile şartların oluştuğuna kanaat getirdiğinde kendiliğinden HAGB kararı verebilir.
Bu düzenleme, HAGB kararlarının daha yaygın şekilde uygulanmasına olanak tanımış ve sanığın kabul zorunluluğunu ortadan kaldırmıştır.
3. HAGB Kararı Verilemeyecek Suçlar
HAGB kararı suç işlemiş bireylere bir fırsat sunmakla birlikte tüm suçlar için uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Kanun, belirli suçlar açısından HAGB kararının verilmesini yasaklamaktadır. Bu kapsamda HAGB uygulanamayacak suçlar şunlardır:
- İki Yıl Üstü Süreli Hapis veya Adli Para Cezası Gerektiren Suçlar,
- Anayasa’nın 174. Maddesinde Koruma Altına Alınan İnkılap Kanunlarındaki Suçlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel yasalarını ve Atatürk ilke ve inkılaplarını koruma altına alan suçlar,
- 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun Kapsamında İşlenen Suçlar,
- Şike ve Teşvik Suçları,
- 477 Sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanun Kapsamında İşlenen Disiplin Suçları,
- Karşılıksız Çek Keşide Etme Suçu
- İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu,
- İcra İflas Kanunu’nda Yer Alan Suçlar,
- Disiplin Hapsi ve Tazyik Hapsi Gerektiren Fiiller,
Bu suçlar, HAGB kapsamı dışında tutulur ve mahkeme bu suçlar için HAGB kararı veremez.
4. HAGB Kararının Sonuçları
Mahkeme, HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararı verdiğinde, sanığın işlediği suçu kabul eder ve buna uygun bir ceza hükmeder. Ancak, bu ceza HAGB kararı verilmiş olması nedeniyle hemen uygulanmaz, yani hukuki bir sonuç doğurmadan askıya alınır. Sanık, belirlenen denetim süresi içinde kasten başka bir suç işlemezse ve mahkeme tarafından belirlenen yükümlülüklere uygun davranırsa, verilen ceza uygulanmayacak ve dava düşecektir. Bu süreçte sanığın adli sicilinde ceza ile ilgili bir kayıt oluşmaz. Ancak, sanık yargılama sırasında ortaya çıkan masrafları karşılamak ve müsadere hükümlerine uymak zorundadır.
4.1. Mahkûmiyet Hükmünün Sonuç Doğurmaması
HAGB, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun tanımladığı standart karar türleri arasında yer almaz. Sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmiş olsa bile, bu karar HAGB ile askıya alındığından hemen herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz. Eğer sanık, denetim süresi boyunca mahkemenin koşullarına uyarsa, bu mahkûmiyet uygulanmaz ve sanık hiçbir zaman “hükümlü” statüsüne geçmez; dolayısıyla sicil temiz kalır. Ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi müsadere hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
4.2. Denetimli Serbestlik Uygulama Mecburiyeti
Sanık, HAGB kararı sonrasında 5 yıllık bir denetimli serbestlik sürecine girer. Bu süreçte, suç işlememe, belirli rehabilitasyon programlarına katılım ve düzenli olarak denetimli serbestlik ofisine rapor verme gibi yükümlülükler getirilir. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi, HAGB’nin başarılı sonuçlanması için kritik önem taşır.
4.3. Kasten Suç İşlenir ya da Tedbirlere Uyulmazsa
Denetim süresi içerisinde sanık tarafından kasten yeni bir suç işlenirse yahut denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin yükümlülüklerine uyulmaz ise önceden verilen hüküm seçenek yaptırımlara çevrilemez veya ertelenemez. Bu durumda mahkeme, cezanın uygulanması için hükmün açıklanması adına yeni bir duruşma açar. Bu duruşma, sanığın savunma haklarının korunmasını sağlamak için yapılır.
4.4. Yükümlülüklerin İrade Dışı Sebeplerle Yerine Getirilememesi
Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kapsamında uygulanan denetimli serbestlik tedbirleri, sanığın iradesi dışında gelişen sebeplerle yerine getirilemezse, mahkeme aşağıdaki kararları verebilir:
- Cezanın yarısına kadar olan kısmının infaz edilmemesine karar verebilir.
- Koşulların uygun olması hâlinde, hapis cezasını erteleyebilir,
- Seçenek yaptırımlara çevirebilir (örneğin, adli para cezası veya kamu hizmeti gibi).
Mahkemenin açıkladığı veya yeniden kurduğu bu hükme itiraz edilebilir.
Bu düzenleme, HAGB’nin yalnızca sanıklara ikinci bir şans vermekle kalmayıp, aynı zamanda adaletin bireysel koşullara uygun esneklik gösterebilmesini sağladığını göstermektedir. Böylece, sanığın kusuru olmaksızın ortaya çıkan engeller nedeniyle cezalandırılmasının önüne geçilir. Ancak bu süreç, mahkemenin takdirine bağlı olarak değerlendirilir ve her durumda uygulanmaz.
5. HAGB Kararlarında Zamanaşımı ve Düşme
Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararlarında denetim süresi, kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlar. Bu süre 5 yıl olup, bazı özel durumlarda 1 yıl olarak belirlenebilir.
Sanık, denetim süresi boyunca kasten yeni bir suç işlemez ve mahkemenin belirlediği yükümlülüklere uygun davranırsa, HAGB kararı kapsamında beklemeye alınan hüküm ortadan kaldırılır ve davanın düşmesine karar verilir. Bu durumda, sanık hakkında verilmiş olan ceza hiçbir hukuki sonuç doğurmadan tamamen hükümsüz hale gelir.
HAGB ve Dava Zamanaşımı İlişkisi
HAGB kararları, dava zamanaşımı sürecini doğrudan etkileyen bir mekanizmadır.
- Denetim süresi boyunca dava zamanaşımı durur: HAGB kararının kesinleşmesiyle birlikte, dava zamanaşımı işlemeye devam etmez. Mahkemece belirlenen denetim süresi boyunca zamanaşımı süresi durdurulmuş kabul edilir.
- Denetim süresinin sona ermesiyle zamanaşımı kaldığı yerden devam eder: Eğer sanık denetim süresi içinde yükümlülüklerine uygun hareket ederse, dava zaten düşmüş olur ve zamanaşımı süreciyle ilgili bir mesele kalmaz. Ancak, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde, mahkeme beklettiği hükmü açıklar ve böylece dava zamanaşımı, kaldığı yerden işlemeye devam eder.
Bu durum, HAGB kararı ile zamanaşımı sürecinin tamamen sona ermediğini, yalnızca geçici olarak durdurulduğunu gösterir. Eğer sanık denetim süresi boyunca yükümlülüklere uymaz ve mahkeme hükmü açıklar ise, dava zamanaşımı süresi kesintiye uğramaksızın kaldığı yerden devam eder.
6. HAGB Kararının Açıklanması
Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB), Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 231. maddesi kapsamında düzenlenen bir uygulamadır. Sanığın belirlenen yükümlülüklere uygun davranması koşuluyla, hakkında verilen cezanın belirli bir süre uygulanmamasına olanak tanır. Bu süre genellikle 5 yıl olup, mahkeme sanığın kasten yeni bir suç işlememesini ve yükümlülüklere uymasını bekler. Ancak, sanık denetim süresi içinde mahkemenin belirlediği şartları ihlal ederse, HAGB kararını veren mahkeme:
- HAGB kararını kaldırır,
- Bekletilen cezai hükmü açıklar,
- Sanık, resmi olarak “hükümlü” statüsü kazanır ve bu durum adli siciline işlenir.
HAGB Kararının Açıklanmasına Neden Olan Durumlar
Kasıtlı Suç İşlenmesi: Sanık, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlerse, mahkeme HAGB kararını kaldırarak ertelenmiş cezayı infaz eder. İşlenen suçun kesinleşmesiyle birlikte sanık hakkında önceden verilen ceza yürürlüğe girer.
Denetimli Serbestlik Tedbirlerine Uyulmaması: Sanık, HAGB kapsamında kendisine yüklenen yükümlülükleri ihlal ederse (örneğin, belirlenen toplumsal sorumlulukları yerine getirmezse veya mahkemece belirlenen diğer tedbirlere uymazsa), mahkeme HAGB kararını kaldırarak hükmü açıklar.
Hükmün Açıklanması
Denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suçun kesinleşmesi veya denetim tedbirlerine uyulmaması durumunda, mahkeme önceden ertelenmiş olan cezai hükmü açıklar. Bu durumda, sanığın cezası infaz edilir ve yargı süreci normal bir mahkûmiyet gibi işler.
7. HAGB Kararına Karşı Kanun Yolları
Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararına karşı, kararın gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde istinaf başvurusu yapılabilir.
7.1. HAGB Kararlarına Karşı İstinaf ve Temyiz Süreci
- İstinaf başvurusu, hükmün tebliğinden itibaren iki hafta içinde yapılmalıdır.
- Başvuru, hükmü veren mahkemeye dilekçe verilerek veya zabıt kâtibine beyanda bulunularak gerçekleştirilebilir.
- Eğer HAGB kararı, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmişse, doğrudan temyiz yoluna başvurulabilir.
- İstinaf ve temyiz aşamalarında, kararlar hem usul hem de esasa ilişkin hukuka aykırılıklar yönünden incelenir.
Bu düzenleme, HAGB kararlarına karşı etkili bir denetim mekanizması oluşturmayı ve yargısal sürecin hukuka uygunluğunu güvence altına almayı amaçlamaktadır.
7.2. HAGB Kararlarına Karşı Kanun Yolu İncelemesi İçin Yetkili Mahkemeler
HAGB kararlarına karşı başvurulan kanun yolu incelemesini yapacak yetkili mahkemeler şunlardır:
- İstinaf: Hükmü veren yerel mahkemenin bağlı olduğu Bölge Adliye Mahkemesi HAGB kararlarını hem usul hem de esasa ilişkin hukuka aykırılıklar yönünden inceleyebilir.
- Temyiz: Yargıtay (Eğer karar, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmişse, doğrudan temyiz edilebilir.) Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesi’nin verdiği kararı hukuka uygunluk açısından denetler.
7.3. İstinaf ve Temyiz Başvurusu Yapılamayacak HAGB Kararları
Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararlarına karşı genel olarak istinaf ve temyiz yolları açık olmakla birlikte, bazı durumlarda bu yollar kullanılamaz.
- CMK 272. madde üçüncü fıkra, istinaf edilemeyecek kararları düzenlemektedir.
- CMK 286. madde birinci ve ikinci fıkraları, temyiz edilemeyecek kararları belirlemektedir.
Bu düzenlemeler kapsamında, kesinleşmiş ancak hükmün açıklanması geri bırakılmış ve infaz edilmemiş olan cezalar açısından bir değerlendirme yapmak gerekmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş bir dosyada, infaz edilmemiş hükmün niteliği esas alınarak istinaf ve temyiz yollarının açık olup olmadığı belirlenir.
HAGB Kararlarına Karşı İstinaf Kanun Yolunun Kapalı Olduğu Haller
- Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç, 15.000 Türk Lirası’na kadar olan adlî para cezalarına ilişkin mahkûmiyet kararları,
- Üst sınırı 500 günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat kararları,
- Kanunlarda kesin olduğu belirtilen hükümlere ilişkin kararlar.
HAGB Kararlarına Karşı Temyiz Kanun Yolunun Kapalı Olduğu Haller
- Bozma Kararları
- Beş yıl veya daha az hapis cezaları ile adlî para cezalarına dair istinaf kararları,
- Beş yıl veya daha az hapis cezasını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,
- Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara dair kararlar,
- Üst sınırı iki yıla kadar hapis cezası gerektiren suçlara dair kararlar,
- Adlî para cezası gerektiren suçlara dair kararlar,
- Eşya veya kazanç müsaderesiyle ilgili kararlar,
- On yıl veya daha az hapis cezası veya adlî para cezası gerektiren suçlarda beraat kararları,
- Davanın düşmesi, ceza verilmesine yer olmadığına dair kararlar.
Ancak, temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa bile, aşağıda belirtilen suçlarla ilgili verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilir:
- Hakaret (TCK madde 125, üçüncü fıkra),
- Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (TCK madde 213),
- Suç işlemeye tahrik (TCK madde 214),
- Suçu ve suçluyu övme (TCK madde 215),
- Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (TCK madde 216),
- Kanunlara uymamaya tahrik (TCK madde 217),
- Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma (TCK madde 217/A),
- Cumhurbaşkanına hakaret (TCK madde 299),
- Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (TCK madde 300),
- Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (TCK madde 301),
- Silâhlı örgüt (TCK madde 314),
- Halkı askerlikten soğutma (TCK madde 318).
- Terörle Mücadele Kanununun 6. maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar.
- Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28. maddesinin birinci fıkrası, 31. ve 32. maddelerinde yer alan suçlar.
İstinaf ve temyiz kanun yolu incelemeleri dosya üzerinden yahut duruşma açılması suretiyle yapılabilir. Ceza yargılaması sürecinde yapılacak tüm işlemlerin usul ve uygulamalara uygun olarak gerçekleştirilmesi, adaletin sağlanması ve beklentilerin karşılanması açısından büyük öneme sahiptir. Bu nedenle, işlemlerin ve belirlenecek ceza stratejilerinin bir ceza avukatı tarafından yönetilmesi, sürecin hukuka uygun ve etkin bir şekilde ilerlemesi için çok daha doğru olacaktır.
Konuya ilişkin detaylı bilgi almak için Ceza Avukatı ve Savunma Stratejileri başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
8. HAGB Kararlarının Diğer Yargı Yollarına Etkisi
HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararları, hukuk ve idare hâkimlerini bağlamaz. Bu durum, HAGB kararlarının hukuki bir sonuç doğurmadığı prensibinden kaynaklanır. Yani, HAGB kararları ceza hukuku bağlamında verilmiş olup, bir hüküm sonucu doğurmadığından, idare ve hukuk mahkemeleri için doğrudan bir yargısal bağlayıcılık taşımaz.
HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararlarının, hukuk ve idare mahkemelerinde doğrudan bağlayıcılığı olmasa da, bu kararlar çerçevesinde değerlendirilen maddi vakalar ve toplanan deliller, ilgili mahkemelerde dikkate alınması gereken önemli unsurlardır. Özellikle, HAGB kararları kendi içerisinde hüküm sonucu doğurmasa bile, bu süreçte incelenen olgular ve elde edilen kanıtlar, ilgili hukuk ve idare davalarında maddi gerçekliklerin aydınlatılmasında kullanılabilir.
8.1. HAGB Kararlarının Hukuk Mahkemelerine Etkisi
HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararı, sanığa yönelik verilen cezai hükmün 5 yıllık denetim süresi boyunca askıya alınmasını sağlar. HAGB kararları ceza hukuku bağlamında verilmiş olmakla birlikte, kesin bir hüküm sonucu doğurmadığından, hukuk mahkemeleri için doğrudan bir yargısal bağlayıcılık taşımaz. Ancak, hukuk mahkemeleri kendi inceledikleri davalarda ceza dosyasındaki maddi gerçekleri ve delilleri değerlendirme hakkına sahiptir. Dolayısıyla, HAGB kararı bulunsa bile, bu deliller ve maddi durumlar hukuk davalarında dikkate alınabilir.
8.2. HAGB Kararlarının İdare Mahkemelerine Etkisi:
HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararları, hukuk mahkemelerinde olduğu gibi, idare mahkemelerinde de doğrudan hükme esas alınmamaktadır.
Devlet memurlarına uygulanacak disiplin cezalarıyla ilgili açılacak davalarda ve devlet memurluğu ile ilgili başvuruların reddiyle ilgili davalarda, HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararlarının hükme esas alınıp alınmayacağı büyük önem taşımaktadır. Bu kararlar, memurluk statüsüne etki edebilecek önemli faktörler arasında yer alır ve dava sonuçlarını doğrudan etkileyebilir.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun, 48/5 maddesin aşağıdaki gibidir:
“Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak”
Devlet Memurları Kanunu, memuriyete engel durumları detaylı olarak sıralamış ve bu suçlardan mahkum olunmasının memuriyete engel teşkil edeceğini açıkça belirtmiştir. Ancak, HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararları kesin bir hüküm teşkil etmediklerinden, bu madde kapsamının dışında kalmaktadırlar.
Danıştay’ın HAGB ve Memuriyetle İlgili Yerleşik Kararları
Danıştay’da yerleşik hale gelen kararlarında, kamu görevlisi hakkında verilen HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararının, sanık üzerinde kesin bir sonuç doğurmadığından, memuriyete engel teşkil edecek bir mahkûmiyet hükmü olarak değerlendirilemeyeceğine karar vermektedir. Bu nedenle, HAGB kararı alan bir kamu görevlisinin memur olma şartını kaybettiği söylenemez.
Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için HAGB Kararları Memuriyete Engel mi? Başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.